Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç, gıda fiyatlarındaki yüksek artışın sorumlusu olarak market zincirlerinin gösterilmesini kabul etmediklerini söyledi. Aykaç, "Bizler üzerinden kamuoyunu yönlendirmek kolaycılıktan diğer bir şey değildir" dedi.

Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç, Gıda Perakendecileri Derneği Ortak Gelişim Kongresi'nde fiyat artışı tartışmalarına ilişkin görüşlerini aktardı. Aykaç gıda fiyatlarındaki yüksek artışın sorumlusu olarak market zincirlerinin gösterilmesini kabul etmediklerini söyledi.

"TÜM DÜNYADA FİYATLAR ARTIYOR"

"Tedarik zincirlerinden gelen fiyat dalgalanmalarını tüketiciye yansıtmamak için kendimizi zorluyoruz" diyen Aykaç şunları söyledi:

"Sadece ülkemizde değil bütün dünyada enflasyonist bir döneme girildiği ortadadır. Dünyada gıda fiyatlarında bir artış varken ülkemizin bu durumun dışında kalması olanaklı değildir. Organize perakende enflasyonla mücadelede kilit rol oynamaktadır. Organize perakendenin büyüdüğü ülkelerde enflasyonun düştüğü gözlemlenmektedir.

Ülkemizde organize perakendenin tüm perakende içerisindeki oranı yüzde 50'lerdedir. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 90-95'lerde. Organize perakende sektörü ülke ekonomisi içinde oluşturmuş olduğu ölçek ekonomisi sebebiyle artan fiyatlara kalkan görevi görmektedir. Sektörümüzün bu pozisyonu, yüksek üretici enflasyonu karşısında tüketici enflasyonunun düşük seviyelerde kalmasını sağlamaktadır."

"REKABET GEREĞİ BAZEN ZARARINA SATIYORUZ"

Sektörün fahiş fiyat ile damgalanmasının da doğru olmadığını vurgulayan Aykaç, "Bu tür denetimlere hiçbir zaman karşı durmadık. Ancak gündemdeki fiyat artışlarının asıl sebepleri irdelenmedikçe ve önlemler alınmadıkça bu kontrollerin yalnızca son satış noktalarına yoğunlaşması ve algının bu artışların nedeni olarak marketleri gösterir şekilde oluşturulması pozitif bir sonuç doğurmayacaktır" ifadelerini kullandı.

Oluşturulan bir diğer yanlış algının da, fiyatların sektör oyuncularınca ortak belirlenmesi olduğunu vurgulayan Aykaç, "Birbirine yakın satış fiyatlarının nedeni anlaşma gibi asılsız bir iddianın tam tersine sektördeki çok yoğun rekabet, yükselen tedarik maliyetleri ve maliyetlere yakın etiket fiyatlarıdır. Rekabet gereği bazı dönemler zararına bile satış yapıldığı görülmekte. Dolayısıyla benzeşen fiyatlar yoğun bir rekabetin sonucudur" dedi.

"BU İDDİALARLA OLUŞTURULAN ALGI BİZLERİ ÜZMEKTE"

Bu tür iddiaların sektördeki kamuya açık şirketleri de olumsuz etkilediğini dile getiren Aykaç, "Gerçeklikten ve uygulanabilirlikten uzak bu iddialarla oluşturulan yanlış algı bizleri üzmektedir. Kaldı ki, çoğu kamuya açık olan işletmelerimiz ülkemiz ve vatandaşlarımızın çok önemli değerleridir. Ve bu algı sayesinde topyekün zarar görmekte olduğu ortadadır." diye konuştu.

"BİZLER ÜZERİNDEN KAMUOYUNU YÖNLENDİRMEK KOLAYCILIKTIR"

Aykaç, asıl dikkat edilmesi gerekli olan noktanın dengesizleşen gelir dağılımının ortaya çıkardığı sorunlar, alım gücünün düşmesi ve orta gelir kesiminin giderek daralması olduğunu ifade etti."Tarım konusunda ülkemizin yapısal problemlerini göz ardı ederek yalnızca son nokta olan bizler üzerinden kamuoyunu yönlendirmek kolaycılıktan diğer bir şey değildir" diyen Aykaç şöyle konuştu:

"Ülkemizde köy nüfusu yüzde 7.5 seviyesine inmişken, hızla çoğalan şehirleşme ile tarımı nasıl yapacağımız soruları ortada dururken, planlı tarıma geçememişken, arz talep dengesini üretimle bütüncül bir yapıya kavuşturamamışken, üretici destekleri tartışmalı haldeyken, yani bu konuları odağımıza almamız gerekirken, bizler üzerinden yapılan kamuoyu algısı ortaya çıkarma çabasını sektör olarak kabul etmiyoruz."